Haki Biçici’nin ilk sinema filmi, yönetmenliğini ve senaristliğini üstlendiği “İyi Bir Aile Değiliz”, 9 Şubat’ta sinemaseverlerle buluşacak.
“İyi Bir Aile Değiliz” filmi izleyiciyle buluşacak
İstanbul Kültür ve Sanat Vakfında (İKSV) yapılan basın toplantısında konuşan Biçici, aile olarak genelde acılarla dalga geçtiklerini dile getirdi.
Biçici, babasının vefatının ardından kendi hislerinden yola çıkarak böyle bir hikayeyi kaleme aldığını, fakat filmde konuya dramatik bakmadığını söyledi.
Hikayeyi yazarken “Murat” karakterini Kaan Yıldırım’ın oynamasını düşündüğünü ve Yıldırım’ın tereddütsüz projeyi kabul ettiğini aktaran Biçici, “Filmin başından sonuna kadar Kaan’sız tek bir sahnesi yok. Biz Kaan’la rolü çok konuştuk. Hep Kaan’ın geliştirdiği, Kaan’ın daha iyi hissettiği, benim hissimden vazgeçip, senaryoyu geliştirdiğimiz, bütün oyuncuların da dahil olduğu çok fazla yer oldu. Ben bütün hikayelerin böyle gelişeceğine inanıyorum.” dedi.
Haki Biçici, Yeşilçam filmleriyle büyüdüğünü vurgulayarak, şu bilgileri verdi:
“Halen Yeşilçam’daki bütün filmlerin çok izleniyor olmasının sebebini çok basit bulmuyorum. Çok iyi kurulmuş, prova edilmiş filmler. O yüzden bizim filmle ilgili hissim aslında o Yeşilçam ekolünün bir devamı. Yani günümüz sinemasında ne oluyor, hepsini takip ediyorum. Komedi olarak çok beğendiğimiz işler var. Bizim işte kendi adıma örnek aldığım yer ise Yeşilçam ve aynı Yeşilçam’daki gibi bir izleyici kitlesine kavuşacağını düşünüyorum.”
Oyuncu Erkan Kolçak Köstendil, filmin bir aile, cenaze evi komedisi olduğuna işaret ederek, “Cenaze evi ve komedi yan yana garip geliyor olabilir ama genelde cenaze günlerinde o koşuşturma, misafirlere yetişme halinin doğal, komik bir tarafı var. Bir de filmde onun üzerine ceset karışma olayı geliyor ki işler iyice karışıyor. Her izleyenin kendi ailesinden birilerini bulacağı sıcak, tatlı bir film yapma hayaliyle yola çıktık. Çekerken en eğlenmediğimiz bir film oldu diyebilirim.” diye konuştu.
Oyuncu Sarp Apak, filmde amca oğlu rolünü oynadığını aktararak, şunları kaydetti:
“Film çok standart bir aile hikayesi, aile kavramını sorguluyor. Aslında her ailenin başına gelen sıralı ölüm hikayesi. Sinir bozucu, komik bir yerden yazılmış. O yüzden film hoşumuza gitti. Umarım güzel bir gişe de yapar. Seyircilerin salondan memnun ayrılacağını düşünüyorum. Çok sıkıştırılmış bir şekilde 25 günde çektik. Orada takım ruhuyla güzel çalışıldı. Senaryoyu beğendiğim için projenin içindeyim.”
Başrol oyuncularından Kaan Yıldırım, senaryoyu çok beğendiği için hiç düşünmeden kabul ettiğini belirterek, “Biraz biz bize hissettiğimiz bir setti.” değerlendirmesinde bulundu.
Oyuncu Derya Karadaş da sette gülmemeye çalıştıklarını ve hikayeye hakim olmak istediklerinin altını çizerek, “Yıllardır çok çalışmak istediğim, çok beğendiğim oyuncularla bu projede olduğum için aşırı bir heyecanım var. Çok konuştuk, çok paylaştık öyle bir setti.” ifadelerini kullandı.
“Kapıcı” karakterini canlandıran Şinasi Yurtseven ise şunları söyledi:
“Prova esnasında, kayıtlarda çok güldük. Kalabalık sahnelerde oynadık, bu yüzden herkes çok kontrollü, gülmeden oynadı. Film, Türk seyircisinin seveceği bir aile yapısını anlatıyor ama aynı zamanda hiç de sevmeyeceği bir aile yapısı. İnsanlar kendi ailesinin çıkarları söz konusu olduğu zaman başkalarını harcayabiliyor. Bu filmde de biraz beni harcıyorlar. Filmde en harcanan benim. Başıma gelen kalmıyor.”
Filmin hikayesi özetle şöyle:
“Murat, babasının vefatı sebebiyle hayatının en tuhaf aile buluşmasına katlanmak zorundadır. Tüm sülale rahmetliyi köylerindeki aile mezarlığına defnetmek isterken Murat bu adetlerin eskide kaldığını, İstanbul’da bu işi organize edeceğini söyler. Murat, babasını kaybetmenin üzüntüsü içindeyken, bir de bu hengamede cenaze kaybolur. Artık Murat’ın gözünde tüm aile üyeleri şüpheli durumdadır. İlaçlarını içse aslında iyi çocuk olan kuzen Hızır, rahatsız edici şekilde yardımsever kuzen Sinan, ailenin ayaklı gazetesi Çiçek, işbirlikçi kapıcı ve tüm diğer garip aile üyeleri, 24 saat süren bu hengamede Murat’ı giderek çileden çıkartır.”