Yunan adaları burnumuzun dibinde. Hem güzel, hem ucuz. Gitmemek, deneyimlememek hata olur.
İşte son dönemin gözdesi Yunan adaları
Patmos: Küçücük bir ada. Nüfusu 2 bin 500 kişi.Gitmesi meşakkatli. Ama gidince tadına doyulmazlardan. Girintili çıkıntılı sahillerinde yer alan plajları, değişik hava koşullarına ve her tür zevke uygun denizi var. Samos’tan feribotla geçebilirsiniz. Türkler arasında adı sanı pek duyulmadığı için keşfedilmeye değer. Bir motosiklet kiraladınız mı tüm adanın hakimi sizsiniz. Aileler ve romantik bir tatil isteyenler için ideal. Klasik Yunan tavernaları, daracık sokakları akşam keyfi için bulunmaz nimet.
Samos: Kuşadası’ndan bir saatlik feribot mesafesindeki Samos, turkuvaz denizi, mis gibi havası, eğlenceli gece hayatıyla dört dörtlük bir tatil rotası. Bir kere en yeşil Yunan adalarından biri. Alçalıp yükselen tepelerle dolu. Antik Yunan kalıntıları arasında arabayla yolculuk yapmanın keyifli olduğu bir ada. Haliyle aileler için biçilmiş kaftan. Deniz şahane, plajları güzel. Çakıl plajı olduğu için ilk kez gideceklerde soru işareti yaratır ama o çakıllar insanı hiç rahatsız etmez.
Mikonos: Kanınız kaynıyor, yaz deyince aklınıza eğlence, müzik ve partilemek geliyor. “Hangi Yunan adasına gideyim?” diye uzun uzun düşünmenize gerek yok. İstikamet Mikonos. Aileler için fazla hareketli, olgun çitfler için fazla enerjik. Kalacağınız yerin çok masraflı olmasına gerek yok. Nasılsa sabaha kadar sürecek partilerde olacaksınız. Kim bilir belki sahilde sabahlarsınız. Belli başlı beach club’ları var adanın. Nammos adı en çok bilineni. Adanın en popüler bölgesiyse Little Venice (Küçük Venedik). Denize sıfır bu bölgede yan yana kafeler var. Burada gelenek gün batımını bu bölgedeki kafelerden birinde bir şeyler içerek karşılamak.
Rodos: Türkiye kıyılarına sadece 18 kilometre mesafe uzaklıkta. Gemiyle gelenlere Rodos Kalesi “Merhaba” diyor. Şövalyeler tarafından inşaa edilen kale, UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alan eski şehrin merkezini sarıyor. Eski şehrin parke taşlı daracık sokaklarında kaybolmak harika bir fikir olabilir. Adanın kuzey tarafında deniz biraz dalgalı. Bu bölge; daha çok rüzgar sörfü yapanlar ve eski şehre yakın olmak isteyenlerin tercihi. Yüzücülerin en çok rağbet ettiği noktaların başında ise Lindos, Faliraki ve Anthony Quinn Koyu geliyor. Adanın şehir merkezinden sonraki en büyük yerleşim yeri olan Lindos, mavi pencereli beyaz evleri, turkuvaz rengi denizi ve yüksekten bakıldığında kalp şeklinde görünen St. Pauls Koyu ile doğaüstü güzellikte bir yer. Ziyaretçilerine deniz-güneş-kum üçlüsünden çok daha fazlasını vaat eden Rodos’ta Bizans ve Osmanlı döneminden kalma eserler de var. M.Ö. 300 yılında inşa edilen Apollo Tapınağı ile eski Rodoslular’ın güneş tanrısı Helios şerefine atletizm yarışmalarının düzenlediği antik stadyum mutlaka görmeniz gereken yerlerden.
Error, group does not exist! Check your syntax! (ID: 8)Santorini: Volkanik adalar grubu olan Santorini’de M.Ö. 1650- 1450 yılları arasında püskürmeye başlayan volkan, adanın 73 kilometrelik bir alanının deniz altında kalmasına neden olmuş. Birkaç adacıktan oluşan Santorini’nin yerleşim başkenti Fira adlı büyük ada. Fira’dan botlarla geçilen Thirassia Adası ise 40 hanenin yaşadığı ufacık bir köy. Santorini bir balayı adası… Romantizm için ideal çocuklu aileler için pek uygun değil… Adada ilk hissedilen şey huzur. Adanın tepesinde yer alan kafelerden birinde oturup adayı ve muhteşem deniz manzarasını seyrederken çocuk sesi pek de cazip değil. Her yere yürüyerek gidilebilecek bir ada. Santorini ile ilgili hemen hemen her fotoğrafta Oia Köyü yer alıyor. Uzakdoğu’dan her yıl 800 çift evlenmek ya da evlenme teklif etmek için buraya geliyor. Çünkü bölgenin uğur getirdiğine inanıyorlar. Santorini’de plajların rengi bile romantik. Kuzeyden güneye doğru ilerlerken renk değiştiriyor. Siyah, kırmızı ve beyaz plajlar var. Plajların arka taraflarında kafe ve restoranlar sıralanıyor. Taverna eğlencesi için Amudi bölgesine geçin.
Sabah