Sosyetik güzel Eda Taşpınar’ın 7 yıllık sevgilisi Nurettin Hasman’dan ayrılıp, kayak hocası Bora Kozanoğlu ile birlikte olmaya başlaması magazin gündemine bomba gibi düşmüştü.
Eda Taşpınar ile birlikteliğinin duyulmasının ardından Bora Kozanoğlu bir anda magazin dünyasında buluverdi kendini. Başarılı sörfçü Bora Kozanoğlu’nun Elele dergisi için Ayşe Arman’a verdiği röportaj…
Dünya Sörf şampiyonası’na katılıp geldiniz. Neler yaptınız? Nasıl geçti?
– Şampiyona bu sene Brezilya’daydı. Aldığım netice de dünya 9’unculuğu.
E iyiymiş!
– Yok aslında. Daha iyi derece yapardım fakat malzememden dolayı bazı sorunlar yaşadım. Son gün birkaç yarışa giremedim. Bir de üstüne hastalandım.
Sizdeki bu sörf tutkusu ne zaman başladı?
– Küçükken. “Senden sörfçü olmaz” diyen bir Alman hocaya inat. Babam öğretmişti. Ama asıl olay, sörf tahtasına çıkıp, yelkeni kaldırıp ilerlemeye başladığımda oldu. Rüzgarın gücünü kollarımda hissettim, hızlandım, hızlandım… Bu hissin tarifi zor, müthiş bir şey, bağımlılık yapıyor ve hep onu hissetmek istiyorsunuz. Adrenalin ve endorfin bağımlılığı sözünü ettiğim.
Yanık ten, fit bir vücut, mevsimlerden yaz, deniz… Sörfün baştan çıkaramayacağı kadın var mıdır?
– Vardır mutlaka!
Peki sörfçüler akıllı olur mu?
– Bu nasıl soru! Bu sporu yapabilmek için Einstein olmanız gerekmiyor ama aptal da olmamak gerek. Fakat konu sörf yarışçılığıysa, bakın o zaman durum farklı, sıkı bir zeka lazım. Ben inşaat mühendisliği okudum. Mühendislik eğitimi insana analitik bir zeka kazandırıyor, e bu da sörf yarışlarında çok işime yaradı.
Eda Taşpınar ile nasıl tanıştınız?
– Benim Alaçatı’da 15 yıldır bir sörf merkezim var. Eda oraya gelmişti. Tanıştık ve arkadaş olduk.
İlk nesinden etkilendiniz? Onda sizi çarpan şey neydi?
– Eda’nın sörfe olan yeteneği. Küçük yaşlarda başlasaydı, kesin şu anda şampiyondu. Her türlü spora yeteneği var, çok da kuvvetli. Bu sporcu yanı hoşuma gitti.
Nesi bugüne kadar tanıştığınız kadınlardan farklı?
– Çok doğal. Etrafınızdaki insanlara bakın, çoğu başkalarının etkisi altında kalarak karar veriyor, başkalarının hayatlarını yaşıyor. Eda, öyle değil. ınsanlara pek kulak asmıyor. Ve içi neyse, dışı o… Sonra sempatik, sıcak ve güvenilir. Galiba en büyük farkı, bana verdiği güven duygusuydu. Kimseye onun kadar güvenmedim.
Uyumlu bir çiftsiniz yani…
– Hem de nasıl! Bence gelmiş geçmiş en uyumlu çiftlerdeniz! ıkimiz de spor aşığıyız. ıkimiz de dans etmeyi, eğlenmeyi, sinemaya gitmeyi seviyoruz. Birlikte vakit geçirdiğimiz anlarda hep mutluyuz. Aramızda ilginç bir bağ var. Tartışsak da hemen barışıyoruz. Gayet basit ama tatlı bir hayatımız var.
Sürekli evleneceğiniz haberlerini okuyoruz. Nedir bu evlilik hikayesi?
– Birlikte olmaya başladığımızın üçüncü gün Eda’ya evlenme teklif ettim.
Eeeee?
– Dünyaya bir çocuk getireceğimiz zaman resmi olarak evlenme kararı aldık.
Peki Eda’nın hâlâ eski sevgilisi Nurettin Hasman’la gündeme geliyor olması sizi rahatsız etmiyor mu?
– Yok tam tersi Eda’ya olan güvenimi artırıyor. Çünkü Eda, 7 sene boyunca düzgün ve olaysız bir ilişki yaşamış. Bu Eda’nın ne kadar düzgün karakterli ve nitelikli biri olduğunun belirtisi. Bu bir artı. Beni rahatsız etmiyor.
Bora Kozanoğlu’ndan Eda Taşpınar’ı çıkarın. Geriye ne kalır?
– Bir rüzgar sörfünün yelkenini sörf tahtasından ayırın, çıplak bir sörf tahtası kalır geriye. Hiçbir işe yaramayan. ışte ben de öyle olurum!
Size “ikoncanın sevgilisi” dediklerinde ne hissediyorsunuz?
– Nötrüm. Hiçbir şey hissetmiyorum. Onu söyleyen o an mutlu oluyorsa, olsun. “Boşveeer” diyorum kendi kendime…
Eda Taşpınar çok göz önünde bir kadın. Nereye gitse, medya da peşinden gidiyor. Bundan rahatsız oluyor musunuz?
– Hayır, olmuyorum. Çünkü ben sadece Eda ile ilgileniyorum, onunla gurur duyuyorum. Gerisi hikaye.
Onun kıyafetlerine karışıyor musunuz?
– Ufak tefek şeyler olduğunda söylüyorum ama tuhaf bulduğum hiç olmadı. Çok zevkli bir kadın zaten…
David-Victoria Beckham gibi mi hissediyorsunuz kendinizi?
– Ben pek bir alaka kuramadım ama öyle hissetmemiz gerekiyorsa oturup bir düşünürüz yani.
En büyük hayaliniz?
– Eda ile birlikte yaşlanmak… Eda’nın en azından bir tane yemeği bana güzel bir şekilde yapması… Dışarıya çıkmaktan vazgeçmemiz, evde yemek yememiz!
Sörfte sayamayacağımız kadar ödülünüz var. Hayatta en büyük başarınız bu mu?
– Bu soruyu yıllar önce sormuş olsaydınız, “Evet” der ve hıyarlık ederdim! Yıllar önce girdiğim yarışmalarda, yarışmayı yarım bırakıp gidiyordum. Birinci olmamayı hazmedemiyordum. Sonra Mike adında profesyonel bir sörfçüyle tanıştım. Benim antrenörlüğümü yapmaya başladı ve bana önemli olanın şampiyon olmak değil, şampiyon gibi yarışmak olduğu felsefesini aşıladı. Her zaman, herkesin bir altı var ve her zaman herkesin bir üstü var. Elimizdekilerle mutlu olmayı bilmeliyiz. Mike’dan öğrendiklerimi, hayatımın diğer alanlarına da uyarladım ve çok işe yaradı. Ben mutlu bir adamım, aynı zamanda başarılıyım!
Kadınları çözmekte zorlandığınız oluyor mu?
– Hayır, çünkü böyle bir şeye kalkışmıyorum. Kadınları çözemeyiz! “Erkekler Mars’tan kadınlar Venüs’ten” sözü gerçekten doğru. Ama Eda istisna. Onu çözmekte zorlanmadım, her şey tıkırında gitti. Çözülmesi gereken bir problem teşkil etmedi.
Sizin kameralarla ve fotoğraf makineleriyle aranız nasıl?
– Benim halam şahika Tekand. Gelmiş geçmiş en önemli oyunculardan biri Türkiye’de. O beni boş zamanlarında eğitmiştir. Onun vermiş olduğu öğretiler, bana bir rahatlık getirdi. Sörf yarışmaları azaldığında oyunculuk adına bir şeyler yapmayı düşünüyorum. Halam da çok teşvik ediyor beni.
Yani o dans yarışması ekranlara doğru uzanan bir ısınma turuydu…
– Öyle de denebilir…